Arşimet’in Kitaplarına Ne Oldu?: Bu Kayıp, Düşünce Tarihini Nasıl Etkiledi?

Tarih denince aklımıza genelde savaşlar, imparatorluklar ve büyük liderler gelir. Peki ya düşünce tarihi? Bilginin, bir fikrin yolculuğunu hiç merak ettiniz mi? Bazen bu yolculuk kesintiye uğrar. Zamanının yüzlerce yıl ötesindeki bir dehanın çalışmaları, bir anda ortadan kaybolsa ne olurdu? Bu sadece bir varsayım değil, düşünce tarihinin en heyecanlı maceralarından birinin başlangıcı. Konumuz, Arşimet.

Çoğumuz Arşimet’i hamamdan “Eureka” (Buldum) diye fırlamasıyla biliriz. Veya Romalı gemilerini yakan aynalarıyla. Evet, o büyük bir mühendis ve fizikçiydi. Ama Arşimet, her şeyden önce, gelmiş geçmiş en büyük matematikçilerden biriydi.

MÖ 200’lü yıllarda Sicilya’da yaşayan bu büyük deha, modern bilimin temellerini attı. Bugün “integral” dediğimiz, eğrilerin altındaki alanları veya hacimleri hesaplama yöntemlerinin temellerini o geliştirdi. Newton ve Leibniz’den neredeyse iki bin yıl önce. Sadece bu bile onun zamanının ne kadar ötesinde olduğunu anlamak için yeterli. Onun bulduğu yöntemler, o kadar keskindi ki, bugün bile hayranlık uyandırıyor.

Bir Madalyondan Daha Fazlası

Matematik dünyasındaki etkisi o kadar derindir ki, bugün “Matematiğin Nobel’i” olarak anılan en prestijli ödülün, Fields madalyasının bir yüzünde onun temsili bir portresi bulunur. Bu, onun mirasının ne kadar canlı olduğunun bir kanıtı. Düşünün, binlerce yıl sonra bile en büyük başarıyı onun suretiyle ödüllendiriyoruz.

Peki ya Kaybolan Miras?

Arşimet’in bize ulaşan çalışmaları dünyayı değiştirdi. Ama ya ulaşamayanlar? Ya en önemli, en devrimci fikirlerinin olduğu kitaplar kaybolduysa?

Arşimet, yazılarını papirüslere yazıp arkadaşlarına gönderiyordu. Papirüs, zamanın yıpratıcı etkisine karşı pek dayanıklı bir malzeme değil. Bu yazıların günümüze gelmesi için sürekli kopyalanması gerekiyordu.

İşte hikayenin kilit noktası da burası. Bu kopyalara ne oldu? Bir kitabın binlerce yıllık serüveni olabilir mi? Bir matematik kitabının başına, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek şeyler gelebilir mi? Düşünce tarihinin bir bölümü, bir Haçlı askerinin heybesine , oradan bir manastırın tozlu rafına ve hatta daha sonra bir dua kitabının silinmiş satırlarına gizlenebilir mi?

Bu sorular, bir dedektif romanının giriş bölümü gibi. İşin güzel yanı, tüm bunlar gerçek. Arşimet’in kayıp kitabının bu inanılmaz macerası, bilginin ne kadar kırılgan, ama aynı zamanda ne kadar da dayanıklı olduğunu gösteriyor.

Bu heyecan verici hikayenin tamamını, bilimin ve tarihin nasıl iç içe geçtiğini usta bir kalemden okumak gerek.

Gelin hep birlikte Prof. Dr. Ali Sinan Sertöz hocamızın bu konu hakkındaki yazısını okuyalım.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Powered by Scott Ajans Logo Scott Ajans